Süphan Dağı, kuzeydoğu-güneybatı yönünde dizilerek Ağrı'dan Nemrut'a kadar uzanan Doğu Anadolu'nun genç volkanları arasında yer alır ve 4058 metreye ulaşan yüksekliği ile Türkiye'nin tüm dorukları içinde üçüncü, volkan konileri içinde ise Ağrı’dan sonra ikinci sırada gelir. Van Gölü’nün hemen kuzeyinde yer alan Süphan Dağı’nın güneybatısında Bitlis’in Adilcevaz, doğusunda Van’ın Erciş, kuzeyinde Ağrı’nın Patnos ve kuzeybatısında da Muş’un Malazgirt ilçesi bulunur. Dağın batı, güney ve doğu yamaçları Adilcevaz, kuzey yamaçları Patnos ve kuzeybatı kısımları da Malazgirt ilçesi içerisinde kalır.
Bu araştırmada, Harita Genel Komutanlığı’nın 1/35.000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları ve beş yıl süren arazi gözlemlerinden yararlanılarak, Süphan Dağı’nın ayrıntılı jeomorfoloji haritası hazırlanmıştır. Böylece başta turizm planlaması olmak üzere, kır yerleşmeleri ve yaylacılık gibi konuları kapsayan dağ yönetiminin temelleri oluşturulmuştur.
Sonuç olarak günümüzden yaklaşık 18-20 bin yıl önce gerçekleşmiş olan son glasiyalin son evresi esnasında Süphan, kuzeyde 3100, güneyde ise 3300 metrelerden itibaren kalıcı karlarla kaplanmış ve yakın yıllara (1940-1950’liler) kadar Ağrı’da olduğu gibi bir külah buzulla örtülmüştür. Bu buzullardan çıkan diller kuzeyde 2650-2700 metrelere, güneyde ise 2950-3000 metrelere kadar sarkmışlardır. Bakı koşulları yanında yağış getiren sistemlerin hep batıdan geliyor olmaları nedeniyle buzul kalınlıklarının en fazla olduğu kısımları, kuzey yamacın batı bölümleri ile kuzeybatı yamaçlar oluştururken, doğu yamaç, yağış gölgesinde kaldığı için buzul kalınlıklarının en az olduğu yamaç olmuştur. Fakat genel olarak Türkiye’nin az yağışlı ve karasal iç bölgelerinde yer alan Süphan gibi yüksek volkanik dağlar üzerindeki buzullar, yeterli kar yağışıyla beslenemedikleri için ne yeteri kadar kalınlaşabilmişler, ne de fazlaca hareketli olabilmişlerdir. Bu nedenle hem Kuaterner kalıcı kar sınırı alçalması kenar dağlara göre, 500 metre gibi düşük bir düzeyde kalmış, hem de buzul dilleri, içinden çıktıkları sirklerden aşağılara doğru en fazla 1,5-2 kilometre kadar sarkabilmişlerdir.
Mount Süphan is among the young volcanic mounts of Eastern Anatolia that range from Mount Ağrı to Mount Nemrut and is the third highest peak in Turkey and is the second-highest volcanic cone after Mount Agrı, with an altitude of 4058 meters.
In this study, the 1/35.000 scale detailed geomorphology map of the area was drawn, and the foundations of mountain management principles, including tourism planning, transhumance, rural settlements, and other subjects, were established accordingly.
Thus, during the last phase of the last glacial, which took place approximately 18-20 thousand years ago, Suphan was covered with permanent snow beginning from the altitude of 3100 meters in the north and 3300 meters in the south and was covered with a cone glacier until recent years (1940-the 1950s), as in Mount Ağrı. The tongues emerging from these glaciers flowed down to the altitudes of 2650-2700 meters north and 2950-3000 meters south. The west parts of the northern and northwestern slopes were the areas where the glacier was the thickest because of exposure conditions and the precipitation systems coming from the west, whereas on the eastern slope, the glacier's thickness was the least. In general, glaciers on high volcanic mounts in the terrestrial inner parts of Turkey, such as Suphan have neither gained ample thickness nor been much active because of insufficient precipitation. Therefore, compared to the surrounding mounts, the descent of quaternary permanent snow level was limited to only 500 meters, which is rather low, and the glacial tongues that emerged from circuses stretched downward for about 1.5-2 km at most.