Orta Asya Türk kültüründeki mezar anıtı geleneği Türklerin ölüm inancının uzantısı olup İslâmiyet’in kabulüyle paralel olarak bu gelenek yeniden biçimlenmiştir. Dini inanışların ve örfün ortaya çıkardığı bu mimari yapı örnekleri Anadolu ve Orta Asya’daki Müslüman Türk Devletlerinin birçoğunda bulunmaktadır. Mezar anıtları; padişah, din adamı ve bilim adamları gibi önemli insanlar için yapılmakta ve bulundukları kentin belleğinde büyük ölçekte yer edinmektedir. Türbe ve kümbetler bu konuda önemli bir örnek olmaktadır. Ancak günümüzde mezar anıtları çeşitli nedenlerden ötürü birtakım bozulma ve hasara maruz kalmaktadır. 14. yüzyılda inşa edilen Hüdavend Hatun ve Gündoğdu Kümbetleri günümüz Niğde kentinin kültürel misyonunun genişlemesinde önemli rol oynamıştır. Kentin önemli tarihi dönemlerine tanıklık etmiş bu iki mezar yapısının günümüzde koruma sorunları bulunmaktadır. Bu tarihi yapıların taşıdıkları estetik ve teknik özelliklerinin kültürel çevresiyle birlikte korunabilmesi için yapının tarihi, geçirdiği onarımlar, çevresel ilişkileri ve mevcut durumları araştırılmalı, bu doğrultuda koruma önerileri getirilmelidir. Bu bağlamda çalışma kapsamında Hüdavend Hatun ve Gündoğdu Kümbetlerinin mimari özellikleri, malzeme ve yapım teknikleri incelenerek mevcut durum analizi yapılmış; iç ve dış nedenli bozulmalar üzerine durulmuştur. Daha sonra alan çalışması yapılarak gözlem ve yerinde teknik incelemelerle anıtlarda bozulmaya sebep olan etkenler tespit edilmiştir. Çalışmanın sonucunda birbirleriyle ortak özelliklere sahip her iki anıtta benzer bozulma nedenleri tespit edilmiş, bu bağlamda korunarak varlıklarını sürdürebilmeleri amacıyla yapıların mevcut durumları modern restorasyon teknikleri doğrultusunda değerlendirilerek koruma önerileri getirilmiştir.
The grave monument tradition in Central Asian Turkish culture is an extension of the Turks' belief in death, and this tradition was reshaped in parallel with the acceptance of Islam. These architectural structures created by religious beliefs and customs are found in Anatolia and many of the Muslim Turkish states in Central Asia. Grave monuments are built for influential people such as sultans, religious leaders, and scientists and have a large-scale place in the memory of the city they are located in. Tombs and cupolas are essential examples in this regard. Today, however, grave monuments are subject to deterioration and damage due to various reasons. Built in the 14th century, Hüdavend Hatun and Gündoğdu Cupolas have played an essential role in the expansion of the cultural mission of today's Niğde. These two tomb structures, which have witnessed critical historical periods in the city, have conservation problems today. To preserve the aesthetic and technical features of these historical buildings together with their cultural environment, the history of the building, the repairs it has undergone, its environmental relations, and its current conditions should be investigated, and in this direction, protection suggestions should be made by going to the source of the problem. In this context, within the scope of the study, firstly, the architectural features, materials, and construction techniques of Hüdavend Hatun and Gündoğdu Kumbets were analyzed, and the current situation was analyzed; internal and external deterioration was emphasized. Then, the factors that cause deterioration in the monuments were determined by observation and on-site technical examinations. As a result of the study, similar causes of deterioration with common features were identified in both monuments and in this context, they were preserved and preserved their existence.