Kronik hastalıklar genellikle yavaş ilerleyen, düzenli ve sürekli tedavi, bakım ve izlem gerektiren uzun dönem sağlık sorunlarıdır. Dünyada ve ülkemizde kanser gibi kronik hastalıklardan başta hipertansiyon ve diyabetin önlenemez artışı beraberinde organ hasarına ve farklı kronik hastalıklara neden olmaktadır. Tıptaki gelişmelerle kronik hastaların yaşam ömrü uzasa da yaşam kalitesi önemli bir sorundur. Özellikle kronik hastalarda mevcut medikal sorunların dışında psikososyal sorunlar, hastaların yaşam kalitesini düşürmektedir. Hastaların zorlu tedavi sürecinde yaşam kalitesini arttırmak için multidisipliner yaklaşımda ülkemizde klinik pisikologlar, ergoterapistlerin de ekibin içinde yer alması gerektiği düşünülmektedir. Bu amaçla terapötik yaklaşımlarda psikoloji ile sanat arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak için kullanılabilecek aktiviteler incelenmiş ve insanoğlunun ilk inanışı Şamanizmden bir takım ilişkilendirmelerin olduğu saptanmıştır.
Chronic diseases are usually long-term health problems that require slow, regular and continuous treatment, care and follow-up. The inevitable increase of hypertension and diabetes especially in chronic diseases such as cancer in the world and our country cause organ damage and different chronic diseases. The quality of life is an important question even if the improvement is short and the life expectancy of chronic patients is long. Apart from the medical problems that are present especially in chronic patients, psychosocial problems decrease the quality of life of the patients. In order to increase the quality of life in the difficult treatment of patients, it is thought that clinical pyschologists and ergotherapists should be included in the team in our country in multidisciplinary approach. For this purpose, therapeutic approaches have examined the activities that can be used to reveal the relationship between psychology and art, and it has been determined that the human beliefs are the first beliefs to associate a team of shamanism