“Suhte” ya da “softa” denilen medrese talebelerinin önayak olduğu karışıklıklar, Osmanlı sosyal tarihinin dikkat çekici hadiselerindendir. 16. yüzyılın ikinci yarısında başlayan ve 17. yüzyıl başlarına kadar süren olaylar, devrin kaynaklarında genellikle “suhte fesâdı” olarak adlandırılmıştır. Olayların başladığı ve Anadolu’nun birçok yerinde mahallî isyana dönüştüğü tarihlerde, İçel sancağında durumun nispeten sakin olduğu görülür. Ancak özellikle Tarsus ve Antalya taraflarından kovulan suhte gruplarının İçel’e kaçması, zamanla burada ciddi nüfus birikmesine sebep olmuştur. Sancağın, zaten sayıları bir hayli fazla olan yerleşik bekâr nüfusu da buna dâhil olunca, 17. yüzyıl başlarında medrese talebelerinin hareketi kitlesel bir isyan halini almıştır. 1603 senesi itibariyle İçel’in önemli kaleleri suhte tâfiesinin eline geçmiştir. İşte bu çalışmada, suhte isyanının İçel sancağındaki gelişim seyri ele alınmıştır. Araştırmanın kaynaklarının neredeyse tamamı, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde yer alan defter ve belge serilerinden oluşmaktadır.
The chaos that started by madrasa students, who called “suhte” or “softa”, is the interesting events of Ottoman social history. The events that began in the second half of the 16th century lasted until the beginning of the 17th century, and these events were often called "suhte fesadı" in the historical sources. When the events started and turned into local revolts in the many parts of Anatolia, the situation in Içel sanjak seemed relatively quiet. However, crowded student (suhte) groups, which were expelled from Tarsus and Antalya, escape to Içel caused a serious population build up in the sanjak. Içel's established single (bekâr) population, which is already quite numerous, also joined them. Thus, the movement of the madrasa students was transformed into a great rebellion at the beginning of the 17th century. In 1603 year, the important castles of Içel had been captured by the rebels. The development of the suhte rebellion in Içel sanjak has been examined in this work. Almost all of the sources of the research consist of historical documents in the Prime Ministry Ottoman Archives.